Amerika Birleşik Devletleri İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, geçtiğimiz hafta El Salvador’da bulunan ve kötü koşullarıyla tanınan CECOT Cezaevini ziyaret etti. Noem’in ziyareti sırasında cezaevindeki yarı çıplak mahkumları işaret ederek, “Ülkemizde bir göçmen suç işlerse sonu böyle olur” demesi, uluslararası kamuoyunda sert tepkilere neden oldu.
Ziyaretin en dikkat çeken detaylarından biri, Noem’in kolunda taşıdığı 50 bin dolarlık Rolex saatiyle poz vermesi oldu. Bu karelerin sosyal medyada ve basında bir propaganda videosu gibi servis edilmesi, eleştirileri daha da artırdı. Üstelik fotoğraflarda yer alan mahkumların ABD’den gönderilen göçmenler değil, yerel çete üyeleri olduğu ortaya çıktı.
Vanity Fair: “Emsalsiz Bir Alçaklık”
Saygın Amerikan dergisi Vanity Fair, bu ziyareti “daha önce görülmemiş bir alçaklık seviyesi” olarak tanımladı. Noem’in geçmişte kamuoyuna dönük pek çok sembolik gösteri yaptığı biliniyor. Kovboy şapkasıyla sınır devriyesine katılması, Sahil Güvenlik uçağında çekilen pozları ve ajanlarla ata binmesi gibi hamleleri ona “Cosplay Kristi” lakabını kazandırmıştı. Ancak El Salvador ziyareti, bu tarz gösterilerin çok daha ötesine geçti.
CECOT: Uluslararası Hukuka Aykırı Koşullar
CECOT Cezaevi, uluslararası insan hakları örgütlerinin raporlarında en kötü koşullara sahip cezaevlerinden biri olarak geçiyor. Mahkumlara sünger yatak dahi verilmezken, beton zeminlerde yatmaları zorunlu tutuluyor. Her gün aynı yemeği yemek zorunda kalan tutuklular, açık tuvalet kullanmakla karşı karşıya kalıyor. Uluslararası Af Örgütü, cezaevinin aşırı kalabalık olduğunu ve mahkumların sağlık hizmetlerine erişemediğini raporladı. Ayrıca gardiyanların sistematik olarak mahkumları aşağıladığı da belgelenmiş durumda.
Hukuki Tartışmalar Derinleşiyor
Ziyaret, yalnızca ahlaki değil, hukuki açıdan da tartışma yaratmış durumda. Bu ayın başlarında Washington’daki federal bir yargıç, Trump yönetiminin uygulamaya koyduğu ve 1798 tarihli Yabancı Düşmanlar Yasası’na dayandırdığı sınır dışı işlemlerine geçici durdurma kararı verdi. Yargıç James Boasberg, bu kişilerin ABD’ye geri gönderilmesi gerektiğini açıkça belirtti. Ancak Trump yönetimi, bu kararı yazılı olmadığı gerekçesiyle tanımadı ve uçuşlara devam etti.
Yönetim, göçmenleri sınır dışı etmeye devam ederken, bu sürecin detaylarını kamuoyuyla paylaşmayı da reddetti. Bunun gerekçesi olarak da “terörle mücadele operasyonlarının zarar görebileceği” iddiasını öne sürdü. Trump ise yargıcın görevden alınması çağrısında bulundu.
İnsan Hakları Savunucularından Sert Tepki
Ziyaret, insan hakları örgütlerinin sert açıklamalarıyla karşılaştı. El Salvador merkezli İnsan ve Toplum Haklarını Savunma Komitesi adına konuşan avukat Ivania Cruz, Noem’in ziyaretini “göçmenlere korku salmayı amaçlayan sinematografik bir mizansen” olarak değerlendirdi.
Latin Amerika Çalışma Grubu yöneticisi Vicki Gass ise bu ziyareti, Trump yönetiminin alışıldık “acımasız siyasi tiyatro gösterilerinden biri” olarak niteledi.
Mother Jones’un haberine göre, El Salvador’daki bazı tutuklular yalnızca dövmeleri olduğu için suçlanmış ve sınır dışı edilmiş durumda. Bu durum, ziyaretin aslında gerçek suçluları değil, göçmenleri hedef aldığını gösteriyor.
Uluslararası Basında Tepkiler Sürüyor
İngiliz gazetesi The Guardian, bir ülkenin başka bir ülkeye ait maksimum güvenlikli bir hapishaneyi göçmenleri tutmak için kullanmasının “emsalsiz” olduğunu vurguladı. Özellikle El Salvador’daki hapishanelerdeki işkence, kötü muamele ve sağlık hakkı ihlalleri göz önüne alındığında, bu uygulamanın uluslararası hukukla bağdaşmadığı açıkça ifade edildi.
Bütün bu gelişmeler, ABD’nin göçmen politikalarının artık yalnızca sınır güvenliğiyle değil, insan hakları standartlarıyla da çatışmaya başladığını gösteriyor. Kristi Noem’in cezaevi ziyareti, sadece politik bir gösteri değil, aynı zamanda küresel ölçekte bir insanlık sınavı olarak kayıtlara geçti.