İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında ikinci kez ifade verdi. Sabah saatlerinde başlayan ifade işlemleri yaklaşık beş saat sürdü. Soruşturma dosyasına eklenen yeni iddialar doğrultusunda verdiği bu ikinci ifade, sürecin seyrine dair önemli ipuçları barındırıyor.
İkinci İfade 18 Sayfa Sürdü
İfade işlemleri saat 10.00’da başladı ve öğleden sonra tamamlandı. İmamoğlu, savunmasını 18 sayfalık bir belgeyle gerçekleştirdi. Edinilen bilgilere göre, ifade sürecinde özellikle “örgüt üyeliği, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma ve nitelikli dolandırıcılık” suçlamalarına dair detaylı açıklamalarda bulundu.
İmamoğlu’nun savunmasında, yasal yetkilerinin sınırları, ihalelere dair karar süreçleri ve belediye organizasyon şeması üzerinde durduğu belirtildi.
Kent Uzlaşısı Kapsamındaki Soruşturma Derinleşiyor
İmamoğlu ile birlikte aynı dosyada yer alan isimlerden biri olan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ile İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat da bugün emniyette ifade verdi. “Kent Uzlaşısı” olarak adlandırılan bu yapı kapsamında 100’ün üzerinde kişi hakkında işlem yapıldı.
Yetkililer, ifadelerin büyük ölçüde tamamlandığını ve sürecin adli aşamaya geçeceğini belirtiyor.
Sevk Öncesi Olağanüstü Güvenlik Önlemleri Alındı
İmamoğlu’nun Çağlayan Adliyesi’ne sevk edilmesi bekleniyor. Bu kapsamda İstanbul Adliyesi çevresinde güvenlik önlemleri artırıldı.
Abide-i Hürriyet Caddesi ve Çağlayan Meydanı çevresine bariyerler kuruldu, çevik kuvvet ekipleri ve TOMA’lar hazır bekletiliyor.
Yetkililer, olası protestolar ya da yoğun kalabalıklara karşı her türlü önlemin planlandığını ve sevk işleminin akşam saatlerinde gerçekleşebileceğini ifade etti.
Siyasi Gerilim Tırmanıyor
Soruşturmanın geldiği aşama yalnızca adli değil, aynı zamanda siyasi tartışmaları da beraberinde getiriyor. Muhalefet, süreci “seçim öncesi yargı eliyle yürütülen bir yıldırma operasyonu” olarak yorumlarken, iktidar kanadı ise “yargının bağımsız işleyişine saygı” vurgusu yapıyor.
İmamoğlu’nun hem İstanbul’daki konumu hem de Türkiye genelindeki siyasi etkisi, bu süreci yalnızca hukuki bir mesele olmaktan çıkararak cumhurbaşkanlığı yarışına uzanan bir gündem maddesi haline getiriyor.
İmamoğlu: “Bu Siyasi Değil, Hukuki Bir Hesaplaşma”
Yakın kaynaklardan edinilen bilgilere göre İmamoğlu, savunmasında suçlamaları net bir dille reddetti. Özellikle gizli tanık ifadeleri üzerinden yürütülen süreci eleştirerek, “Tanımadığım insanlar, bilmediğim ilişkiler üzerinden bir algı yaratılıyor. Delil değil, varsayım konuşuluyor” dediği aktarıldı.
İfade süreci sonrası adliyeye sevki beklenen İmamoğlu’nun, savcılıktaki ifadesi doğrultusunda serbest bırakılması veya adli kontrolle yargılanmak üzere serbest kalması seçenekleri üzerinde duruluyor.