Haaretz, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında aldığı tutuklama kararlarını İsrail için ahlaki ve hukuki bir dibe vuruş olarak yorumladı. Gazze’deki insani krizle bağlantılı bu kararlar, İsrail’in uluslararası alandaki itibarını zedeleyerek küresel yalnızlığını artırıyor.
Ciddi Suçlamalar ve Uluslararası Yargı
UCM Savcısı Karim Khan, Netanyahu ve Gallant’a yönelik iddialarında:
- Gazze’de milyonlarca Filistinlinin gıda, su, ilaç ve elektrik gibi temel kaynaklardan mahrum bırakılmasını,
- Sivillere yönelik kasıtlı saldırılar ve çocukların açlıktan ölmesini,
- Gazze’deki insani koşulları bilinçli olarak kötüleştiren politikaları gündeme getirdi.
Bu suçlamalar, Filistinlilerin karşı karşıya kaldığı ağır insan hakları ihlallerini bir kez daha uluslararası arenanın merkezine taşıdı.
İsrail’in Tepkisi ve İçsel Hesap Verebilirlik Eksikliği
Tutuklama emirleri, İsrail’deki iç hukuk sistemlerinde hesap verebilirlik eksikliği tartışmalarını derinleştiriyor. Hükümetlerin, iddiaları soruşturmak yerine UCM’yi eleştiren bir tutum sergilemesi, hukuki reformların önünü kapatıyor. Netanyahu ise UCM’yi antisemitizmle suçlayarak kendisini modern bir “Dreyfus Davası” kurbanı olarak göstermeye çalışıyor. Bu söylem, İsrail’de güçlü bir kamuoyu desteği bulsa da, uluslararası alanda pek karşılık bulmuyor.
Gazze Politikalarının Etik Çelişkileri
Netanyahu ve Gallant’ın savunduğu askeri stratejiler, Gazze’nin sivil nüfusunu hedef alan kitlesel saldırılar nedeniyle eleştiriliyor. İsrail hükümeti bu eylemleri ulusal güvenliğin bir gereği olarak sunsa da, uluslararası toplum ve gözlemciler bunu insanlık suçları kapsamında değerlendiriyor. Gazze’deki insani krizin derinleşmesi, İsrail’in demokratik değerlerle uyumsuz politikaları olarak görülüyor.
Küresel Yalnızlık ve Diplomatik Sonuçlar
Tutuklama emirleri, özellikle Fransa ve İrlanda gibi ülkelerde İsrail liderlerinin hareketlerini sınırlayabilir. Bu durum, İsrail’in küresel izolasyonunu derinleştirerek uluslararası ilişkilerini daha karmaşık bir hale getirebilir. Netanyahu, bu izolasyonu kırmak için Trump’ın desteğine bel bağlasa da, bu durum İsrail’in diplomatik güvenilirliğini daha da zayıflatabilir.
UCM Kararlarının Önemi
UCM’nin aldığı bu kararlar, yalnızca liderlerin eylemlerine değil, İsrail’in Filistin’e yönelik politikalarının uluslararası hukuk çerçevesinde yeniden değerlendirilmesine neden olacak. Bu gelişme, İsrail’in ahlaki bir hesaplaşma yaşaması gerektiğini gösterirken, aynı zamanda uluslararası toplumun İsrail’in politikalarını daha yakından izleyeceğini ortaya koyuyor.