New York Times’ın analizine göre, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ülkesinin ABD ve Avrupa Birliği (AB) arasında nasıl bir denge kuracağına dair karmaşık bir ikilemle karşı karşıya. Brexit sonrası dönemde Avrupa ile ilişkileri yeniden güçlendirmek isteyen Starmer, bir yandan da ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın dış politikasıyla uyum sağlamanın yollarını arıyor.
Avrupa ile Bütünleşme Arayışı
Starmer’ın geçtiğimiz hafta Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile birlikte Ateşkes Günü’nü kutlaması, İngiltere’nin Avrupa ile ilişkilerini yeniden kurma niyetinin önemli bir sembolüydü. 1944’ten bu yana Ateşkes Günü’ne katılan ilk İngiliz lider olan Starmer, Avrupa ile bağları yeniden güçlendirmek için bunu “nesilde bir kez ortaya çıkan bir fırsat” olarak nitelendirdi.
Ancak bu girişimler, Trump’ın başkanlık zaferinin gölgesinde kaldı. Trump’ın Avrupa Birliği karşıtı politikalarının geri dönüşü, Starmer’ın bu “fırsatı” değerlendirme planını karmaşıklaştırıyor.
ABD ile Yakınlaşmanın Getirdiği Zorluklar
Trump’ın başkanlık koltuğuna geri dönmesi, İngiltere’nin ABD ile ilişkilerinde pragmatik bir denge kurmasını zorunlu kılıyor. Trump’ın kıdemli ekonomi danışmanı Stephen Moore, İngiltere’nin Avrupa ile daha yakın bağlar kurmasının ABD ile bir serbest ticaret anlaşması yapma şansını azaltacağını savunuyor. Moore, İngiltere halkına seslenerek şunları söyledi:
“Sizler karar vermek zorundasınız. Avrupa’ya mı yoksa ABD’ye mi daha çok benzemek istiyorsunuz?”
Bu açıklamalar, İngiltere’nin stratejik bir seçim yapmasını gerektiren bir döneme işaret ediyor. Ancak Starmer ve hükümeti, bu tercihi “yanlış bir ikilem” olarak değerlendiriyor ve iki tarafla da ilişkiyi dengelemeye çalışıyor.
ABD-AB Dengesi Nasıl Sağlanabilir?
İngiltere, bir yandan AB ile ticaret sürtüşmelerini azaltmayı hedefliyor. Bu doğrultuda:
- Tarım kurallarının uyumlaştırılması,
- Karbon vergisi sistemlerinin entegre edilmesi,
- Gençlerin sınır ötesi hareketliliğinin artırılması gibi adımlar atılabilir.
Öte yandan, ABD ile tam kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması yerine dijital ekonomi gibi stratejik alanları kapsayacak kısmi bir anlaşma gündeme gelebilir.
Georgetown Üniversitesi siyaset bilimcisi Abraham L. Newman, Trump’ın AB’ye uygulamayı planladığı gümrük vergilerinin İngiltere için fırsatlar yaratabileceğini belirtti. Newman’a göre, bu durum AB üzerinde ticaret pazarını genişletme baskısı oluşturabilir ve İngiltere için yeni ticaret fırsatları doğurabilir.
Ticaret Savaşı Riski
Trump’ın korumacı politikaları, İngiltere’nin Avrupa ile ilişkilerinde ek bir baskı yaratıyor. AB kurallarına uyum sağlarken ABD ile ticarette düzenlemeleri gevşetmek, Starmer hükümeti için hassas bir denge gerektiriyor. Eski İngiliz ulusal güvenlik danışmanı Peter Ricketts, ABD’nin genetiği değiştirilmiş sığır eti gibi taleplerinin İngiltere’de tüketiciler ve Avrupa ile ilişkilerde sorunlara yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Brown Üniversitesi’nden uluslararası ekonomi profesörü Mark Blyth, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Trump’la aynı safta yer alırsanız, AB pazarına asla erişim sağlayamazsınız.”
Starmer’ın Avrupa’da Liderlik İddiası
Starmer’ın Avrupa ile yakınlaşma stratejisi, yalnızca ekonomik değil, diplomatik ve siyasi bir boyuta da sahip. Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Starmer’ın “Avrupa lideri olarak kendisini konumlandırması gerektiğini” ifade etti. Ancak bu strateji, İngiltere’nin muhafazakar basınından ve Brexit yanlısı seçmenlerden tepki çekme riski taşıyor.
“İki Ata Birden Binmek Mümkün mü?”
Anket şirketi YouGov’un eski başkanı Peter Kellner, Starmer hükümetinin hem ABD hem de Avrupa ile ilişkileri geliştirmek için çaba göstereceğini, ancak bir noktada tercih yapmak zorunda kalabileceğini söylüyor:
“Her iki ata da binemeyecekleri bir noktaya gelecekler ve seçim yapmak zorunda kalacaklar.”
İngiltere’nin Stratejik Geleceği
Starmer liderliğindeki İşçi Partisi hükümeti, İngiltere’nin hem ABD hem de Avrupa ile ilişkilerini güçlendirme çabası içinde. Ancak Trump’ın korumacı politikaları ve Avrupa ile bağların yeniden kurulmasına yönelik iç muhalefet, bu dengeyi sağlamayı zorlaştırıyor.