Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) ve Hristiyan Demokrat Birliği/Hristiyan Sosyal Birliği (CDU/CSU), ülkeyi 2025’te erken seçime götürecek adımı attı. 23 Şubat 2025‘te yapılacak seçim için anlaşmaya varan bu iki parti, Almanya siyasetinde yeni bir dönemin kapılarını aralıyor.
Salı günü Süddeutsche Zeitung gazetesinde yayımlanan bir habere göre, Federal Meclis’teki kaynaklar da bu durumu doğruladı. Şansölye Olaf Scholz, 16 Aralık’ta güven oylamasına giderek mevcut koalisyonun kaderini belirlemeye hazırlanıyor. Eğer oylama başarısız olursa, Almanya’yı yeni bir seçim süreci bekliyor.
Koalisyon Çatlağı Derinleşti
Başbakan Scholz’un liderliğindeki üç partili koalisyon, geçtiğimiz hafta önemli görüş ayrılıkları sebebiyle dağılma noktasına gelmişti. Scholz, Noel’den önce parlamentoda güven oylaması yapmaya hazır olduğunu belirterek, “Görevime yapışmış değilim,” ifadesini kullandı. Bu açıklama, Almanya’nın siyasi arenada yeni bir döneme girebileceğine işaret ediyor.
ARD televizyonuna verdiği röportajda, Scholz koalisyonun dağılmasının ardından hızla yeni seçimlere gidilmesi gerektiğini vurguladı. “En iyisinin ne olduğunu ve vatandaşların haklarını düşünmeliyiz,” diye ekleyen Scholz, SPD’nin lehine güçlü bir yetki istemek için halkın karşısına çıkacağını belirtti.
Ekonomi Politikalarındaki Farklılıklar Koalisyonu Zorladı
Üç partili koalisyonun temel çatlaklarından biri ekonomi politikaları oldu. Özellikle 2025 yılı bütçesi üzerindeki ağır yükler ve Alman ekonomisinin zayıf performansı, taraflar arasında derin bir fikir ayrılığı yarattı. Bu ekonomik zorluklar, farklı çözüm önerileriyle yeni bir yol arayışını tetikledi.
Güven Oylaması ve Erken Seçim Tarihi
16 Aralık’ta yapılması planlanan güven oylaması, Scholz’un başında olduğu hükümetin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olacak. Oylama sonucunda koalisyonun resmen sona ermesi, Almanya’yı resmi olarak seçim sürecine taşıyacak. Almanya, 23 Şubat 2025’te gerçekleşecek bu seçimle siyasi belirsizliğe çözüm arayacak.
Seçimin Almanya’ya Etkileri
Bu erken seçim kararı, Almanya’da önemli bir siyasi hareketliliğe yol açabilir. Uzmanlar, seçimin ardından yeni bir siyasi yapılanmanın gündeme geleceğini ve bu sürecin Almanya’nın iç politikalarını olduğu kadar, Avrupa’daki konumunu da etkileyeceğini öngörüyor.